
YARDIMLAŞMAYI SEVENLER
İnce ve güzel ruhludurlar. Kötü günler yaşamamak ve yaşadıklarında da kötü günleri aşmak için el birliği ile çalışan gönlü temiz, ahlâka uygun yaşayan insanlar.
Yardımlaşmayı seven yüce gönüllü ve üstün karakterliler, savaşların ve doğal afetlerin getirdiği yıkımlara sessiz kalmazlar. Sosyal yardımlaşma ve dayanışmayla, bireysel ve kurumsal çabalarla ellerinden gelen yardımları yaparak insanların ve toplumun bütünlüğünü korurlar.
Yardımlaşmayla, iyi ve kötü günleri paylaşarak dostluk duygularını güçlendirirler. Zenginle fakir, tokla aç arasındaki uçurumu sevgi, saygı bağı kurarak, ihtiyacı olanlara yardımda bulunarak kapatırlar. Fakirlikle gelen acıları ortadan kaldırırlar. Mutlu bireyleri ve sağlıklı toplumları oluştururlar.
Vicdanlıdırlar, asil ve acıma duygusuyla, kendi yüklerini başkalarının sırtına yüklemeden yaşarlar. Tanıdıkları, tanımadıkları doğru insanlar hangi zorluklarla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar o zorlukları yenmeleri için, hayatlarına dokunmaktan, değer ve mutluluk katmaktan mutlu olurlar.
Yükü paylaşmayı ve elbirliği yaparak hafifletmeyi severler. Sahip oldukları gücü paylaşarak ve ihtiyaç sahiplerine iyilikler yaparak zorlukları aşmalarını kolaylaştırırlar. Üzüntülerini hafifletirler, mutluluklarına mutluluklar katmayı ve hayatın tadının daha iyi alınmasını sağlarlar.
Bugün iyi olsalar da yarın ne olacaklarını bilmedikleri için “Birlikten kuvvet doğar” anlayışı ile el ele vererek, işe sarılarak çalışırlar. İyilikleri ve güzellikleri baş tacı etmek için, bir kişinin yapamadığını dört elle yaparlar.
Duygusal oldukları için, fakirleri ve yetimleri kardeşleri gibi görürler ve severler. Maddî ve manevî desteğe muhtaç aciz, güçsüz ve kimsesizlerin kalplerini kırmazlar ve onurlarını incitmezler. Yardımlarını toplum hassasiyeti ve ön planda tutarak sevgiyle ulaştırırlar.
Yardımlaşarak ve danışılarak yapılan işlerin güzel ve bozuk olmadığını ve hayata anlam kattığını bilirler. Fakirlere ve geçim sıkıntısı çekenlere hiçbir ayrım yapmadan yardım ederler. Ahlâkî olarak doğru olan şeyleri karşılık beklemeden ve severek yaparlar.
Cömerttirler, bencilliğe ve el sıkılığına karşıdırlar. İhtiyaç sahiplerinin yararlanacağı ve seveceği seçkin ve güzel işler yaparlar. Yalnız kendilerinin ve yakınlarının çıkarlarını düşünmezler. Almaya, toplamaya değil toplum yararına vermeye alışık yaşarlar.
“Bugün banaysa yarın da sana.” anlayışı ile yalnızken yapılması çok zor işlerin altından bilgilerini, yeteneklerini ve enerjilerini başkasınınkilerle birleştirerek kalkarlar. Toplumun gücünü artırmak için, ihtiyacı olanların iyi günlerinde olduğu gibi kötü günlerinde de yanlarında olurlar.
İnsanların dertlerini dinlerler ve dertlerine çare olmak için mücadele ederler. Yardımlaşma ile elde edilen kazançları doğru bir şekilde paylaşarak ve yoksullara yardım ederek güzelleşirler. Mutlu olurlar ve huzur bulurlar.
Derin düşüncelidirler. Zayıfların yok olmayıp ayakta kalmaları için destek verirler. İnsanın sağken ölü gibi yaşamaması için “Nereden geldim, nereye gidiyorum? Bir gün bende düşerim.” diye düşünerek herkese alçakgönüllü ve yumuşak huyla pişman olmayacağı yardımlar yaparlar.
Fedakârdırlar; yardımlaşmanın mutluluklarını yaşamak için, karşılık beklemezler. Toplumda yaşanan sıkıntıları çözmek için yardımcı olurlar. Sevinçlerini, maddî ve manevî zenginliklerini, ekmeklerini veya sevgilerini yahut acılarını bilerek paylaşırlar.
Yardımlaşmayı sevenler, toplumda karşılaştıkları birçok meseleyi barış içinde çözmek için karşılıklı dayanışma ile çözümünde zorlanılan problemleri çözerler. İş bilmeyene iş öğretirler, yol bilmeyene yol gösterirler, karnını doyuracak olanaktan mahrum olanların karnlarını doyururlar.